Palyaço

Palyaçolar her ne kadar renkli ve şirin olsalar da palyaçodan korkan pek çok çocuk vardır çevremizde. Ben palyaçolardan korkmam -palyaçoların şimdiye kadar beni güldürdükleri de vaki değildir - ama sirklerden korkarım mesela. Sonra lunaparklarda da tedirgin olurum. Bana pek tekin yerlermiş gibi gelmez buralar.
Neyse konumuz palyaço ve bu da Gülcük hanımın palyaço formunda dişliği...
Posted by Picasa

12A

Bayramın son günü 12Alılar olarak buluşma ayarlanmış. Ben de katıldım. Fazla kişi yoktu ama Hüseyin Hoca'da vardı. Emekli olmuş - sakal bırakmış...
Posted by Picasa

Gülcük

Gülcük dışarıda - şapkası, atkısı, battaniyesi, emziği, oyuncağı... Herşey tamamgibi görünüyor..
Posted by Picasa

Kasap

Aliböle sunacağı kasaplık hizmeti hakkında kurbancılara brifing veriyor.
Hikaye şöyledir; kurbancılar kesimden sonra etlerin kuşbaşı yapılmasını ister - kasap 4'e bölerim der. 8'e bölünmesi konusunda anlaşılır. Kasap etleri 6'ya böler... Bu böyledir...
Posted by Picasa

Kapak attı mı?

Kollar sallanmaktan yorulup pazarlık bittikten sonra akla gelir bu soru. Birden endişeli bir ifade belirir suratlarda. Sorulur; "Kapak attı mı bu hayvan?" 
Çobanların biri bu sorunun gelmesini beklemektedir sanki ve hemen yerinden fırlayıp hayvanın ağzını - burundan ve çeneden - tutarak açar. Alıcılar "hımm atmış" derler boş gözlerle hayvanın dişlerine bakarak. Herşey yine güllük gülistanlık olur.
Posted by Picasa