Kar ve Arabaşı

Bugün kar vardı ve karlı günlerde bizde nedense arabaşı yenir. Şunu da söyliyeyim ki bu bir ek bir öğündür. Karlı gecelerde yenir. Yani akşam yemeğinden sonra...

Anladığım kadarıyla un ile su ve belki de tuz ısıl işlem marifetiyle homojenleştirildikten sonra bir tepsiye dökülüp 1 cm kalınlığında kulak memesi kıvamında bir tabaka elde ediliyor. Tabakamız karların üzerine soğumaya bırakılıyor.
Soğuduktan sonra bu tabaka baklava dilimi - bilimsel adıyla "eşkenar dörtgen" - şeklinde kesiliyor. Tepsinin ortasından bir kısım dilim alınıp çorba kasesine yer açılıyor. Artık çorbayı da bi zahmet siz yapın. Gugıldan felan bakın işte...

İşte çorba marifetiyle yutuyorsunuz bu yaptığınız hamuru. Uzatmaya gerek yok...

Arabaşını anlamaya çalışmak gereksizdir bence. Eğer bir gün size ikram edilirse hiç düşünmeden kalabalığa uyup yutma yarışına girin.
Alttaki sunumda şehir kültürünün bazı yansımalarını görüyorsunuz. Normalde tepsiden sunum yapılır...
Posted by Picasa

0 yorum: